İşte 2023’ün en önemli 10 arkeolojik keşfi! İlk sırada domuz heykeli ikinci sorada hortlak mezarı

Arkeolojiyi insanlara anlatmak, sevdirmek ve Türkiye’de arkeoloji bilimi ile kültür varlıkları için farkındalık yaratmak üzere kurulmuş olan arkeoloji oluşumu Arkeofili’nin lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında öğrenim gören arkeolog ve arkeoloji öğrencilerinin hazırladığı, 2023 Yılında Türkiye’de Öne Çıkan 10 Arkeolojik Keşif Listesi belli oldu.

GÖBEKLİTEPE’DE DOMUZ HEYKELİ

Hazırlanan listenin ilk sırasında Göbeklitepe’de gerçek boyutlu ve boyalı domuz heykeli yer alıyor. Kazı başkanlığını Prof. Dr. Necmi Karul’un yaptığı Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe’nin D yapısında, kireçtaşından yapılmış, gerçek boyutlu ve üzerindeki boyaları hala duran bir yaban domuzu heykeli bulundu. Yüzeyinde kırmızı, beyaz ve siyah pigment kalıntıları görülebilen domuz heykeli, o dönemden günümüze uzanan nadir boyalı heykellerden biri olma özelliğini taşıyor.

BURDUR’DA ‘HORTLAK’ MEZARI

Listenin ikinci sırasında Burdur’daki ‘hortlak’ mezarı bulunuyor. Kazı başkanlığını Doç. Dr. Peter Louis Mariette Talloen’in yaptığı Burdur’daki Sagalassos Antik Kenti’nde, canlanıp yaşayanları rahatsız etmesinden korkulan bir kişiye ait mezar bulundu. Kasıtlı olarak bükülmüş çiviler dökülen, iki düzine tuğlanın yanı sıra sıva tabakasıyla kapatılıp, yakılarak gömülmüş mezar, o dönem Sagalassos’ta insanların ‘huzursuz ölüler’den korktuğunu gösteriyor.

OSMANİYE’DE KUBABA’YA ADANAN TAPINAK

Kazı başkanlığını Doç. Dr. Faris Demir’in yaptığı Osmaniye’de yer alan Kastabala Antik Kenti’nde, Anadolu tanrıçası Kubaba’ya adandığı düşünülen yaklaşık 2 bin 500 yıllık tapınağın kalıntıları ortaya çıkarıldı. Ovalık Kilikya’nın en eski tek kutsal kenti olan Kastabala, Anadolu’nun yerli halkı Luvi ve Hurri kültür bölgesinin merkezinde yer alıyor. Antik kentteki Sütunlu Cadde kazılarında yeni ortaya çıkarılan tapınak kalıntıları, mimari bezemeye göre, MÖ 540’lara, Arkaik döneme tarihleniyor.

KARAHANTEPE’DE ANITSAL İNSAN HEYKELİ

Prof. Dr. Necmi Karul’un kazı başkanı olduğu Şanlıurfa’da Taş Tepeler projesi kapsamında kazılan ve Göbeklitepe ile çağdaş olan Karahantepe’de 2,3 metre yüksekliğinde bir insan heykeli bulundu. Gerçekçi yüz ifadesiyle tarih öncesi sanatın eşsiz örneklerinden biri olarak değerlendirilen heykel, oturur pozisyonda iki eliyle cinsel organını tutan bir insanı tasvir ediyor. Heykel, yaklaşık 20 metre çapında, köşeleri yuvarlatılmış özel bir yapıda, zemine sabitlenmiş olarak bulundu.

DÜZCE’DE BÜYÜK İSKENDER PORTRESİ

Prof. Dr. Musa Kadıoğlu’nun bilimsel danışmanlığını yaptığı Düzce’de yer alan Prusias ad Hypium Antik Kenti tiyatrosunda sürdürülen kazılarda, Makedonya Kralı Büyük İskender’i tasvir eden bir heykel başı ortaya çıkarıldı. Yaklaşık 23 santim boyundaki portrede, alnın hemen üzerinde yer alan, yukarıya ve ardından yanlara doğru taranmış saç bukleleri betimleniyor. İdealize edilmiş yüz, başın yana çevrilmiş olması, hafif kalkık kaşlar ile doğru orantılı hafif yukarı bakan gözler ve hafif aralanmış dudaklar da bu portrenin Büyük İskender’i tasvir ettiğini gösteriyor.

ÇANKIRI’DA AFRİKA HOMİNİNLERİNİN ATASI

Kazı başkanlığını Prof. Dr. Ayla Sevim Erol’un yaptığı Çankırı yakınlarındaki Çorakyerler Fosil Lokalitesi’nde, 8,7 milyon yıl öncesine tarihlenen ve daha önce bilinmeyen bir primat fosili ortaya çıkarıldı. Bulgular, Afrika maymunlarının ve insanların atalarının dokuz ila yedi milyon yıl önce Afrika’ya göç etmeden önce Avrasya’da evrimleştiği teorisine ağırlık kazandırıyor. Anadoluvius turkae adı verilen primat fosilinin analizi, Akdeniz fosil maymunlarının çeşitli olduğunu ve erken homininlerin (şempanzeler, bonobolar ve goriller, insanlar ve onların fosil atalarını içeren grup) bilinen ilk yayılımının bir parçası olduğunu gösteriyor.

MUĞLA’DA ANTİK HEYKELTIRAŞIN ORİJİNAL ESERİ

Kazı başkanlığını Prof. Dr. Bilal Söğüt’ün yaptığı Muğla’da yer alan Stratonikeia Antik Kenti’nde, antik dönem mitolojisinin ilham perilerinden olan dans eden mousa heykeli ortaya çıkarıldı. Stratonikeia Antik Kenti’nde Roma Hamamı’nın Frigidarium bölümünde yapılan kazılarda, kaidesiyle bulunan yaklaşık 2 bin 175 yıllık, başı ve kolları eksik heykel, Hellenistik döneme ait Philiskos’a ait bilinen tek orijinal heykel olma özelliğini taşıyor.

ÇORUM’DA BİLİNMEYEN ANTİK DİL

Kazı başkanlığını Prof. Dr. Andreas Schachner’in yaptığı Hititlerin başkenti Boğazköy Hattuşa’da, şimdiye kadar bilinmeyen dilde yazılmış bir Hint-Avrupa dili keşfedildi. Araştırmacılar ritüelistik bir metnin içinde geçen bu dili, Hitit merkez bölgesinin kuzeybatı ucunda, muhtemelen modern Bolu veya Gerede bölgesinde yer alan Kalaşma ülkesinin dili olarak tanımladı. MÖ 2’nci binyıla ait Anadolu’da henüz bilinmeyen bir Hint-Avrupa dili olduğu kesinlik kazandı. Kalaşma dilinin, Geç Tunç Çağı Anadolusundaki diğer Luvi lehçeleriyle ne kadar yakından ilişkili olduğu incelenecek.

BALIKESİR’DE 2 BİN 500 YILLIK ZAR OYUNU

Prof. Dr. Kaan İren’in kazı başkanlığını yaptığı Balıkesir’de yer alan Daskyleion Ören Yeri’nde, üzerinde Frig alfabesiyle ‘Bagabazos’un zar oyunu’ ya da ‘Bagabazos zar oyuncusu’ yazan 2 bin 500 yıllık zar oyunu tablası bulundu. Bagabazos, Persli bir kişiydi ve Eski Yunan kaynaklarında ismi Megabazos olarak telaffuz ediliyordu. Milattan önce 5’inci yüzyıla ait bu oyun tablasına benzer bir arkeolojik bulgu Anadolu’da ilk defa keşfediliyor.

AMASRA’DA APHRODİTE HEYKELİ

Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam’ın bilimsel danışmanlığını yaptığı Bartın’ın Amasra ilçesinde Amastris Antik Kenti kazı çalışmalarında Gynmnasium olarak tescilli Bedesten bölgesinde yapılan sondaj çalışmalarında, MS 2. yüzyıla ait olduğu düşünülen, yaklaşık 1800 yıllık Aphrodite heykeli ortaya çıkarıldı. 1,53 santim boyundaki heykel, ilk olarak Nymphe heykeli olarak tanımlansa da daha detaylı yapan incelemelerde hem Aphrodite hem de Nymphe özellikleri taşıdığı anlaşıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir