Faik Çelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde “sıfır atık” temasıyla kurulan Geri Dönüşüm Kulübü tarafından Japon kültüründe “bokashi” olarak adlandırılan toprağın organik maddelerle iyileştirilmesine yönelik uygulamalar ele alındı.
İthal bir maya yardımıyla yapılan sıvı gübreyi yerli imkanlarla üretmek amacıyla öğretmenlerinin desteğiyle AR-GE çalışması yapan öğrenciler, maya yerine turşu suyu kullandı.
Organik gıda atıklarını 120 litrelik varillerin içinde bir miktar turşu suyuyla karıştıran öğrenciler, 7 ila 15 günlük fermantasyon sürecinin ardından elde ettiği sıvı gübreyi laboratuvar ortamında inceledi. Testleri yapılan sıvı gübrenin içinde bitkilerin gelişimi açısından yeterli oranda mikroorganizma bulunduğu tespit edildi.
Çiçek ve marullarda uygulandı
Elde edilen sıvı gübre, okulun laboratuvarındaki test aşamalarının ardından çiçek ve marullar üzerinde uygulandı. Saksılardaki çiçekler ve okul bahçesinde iki alana ekilen marulların bir bölümüne su, kalanına ise sıvı gübre verildi. Uygulama sonucunda sıvı gübre ile sulanan çiçek ve marulların, su verilenlere göre daha erken büyüdüğü ve iri olduğu gözlemlendi.
Çalışmada yer alan okulun Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Abdullah Taşçı, öğrencilerin okul kafeteryasındaki doğal sebze ve meyve atıklarını kullanarak sıvı gübre elde etmesinden mutluluk duyduğunu söyledi.
Marul ve bazı çiçekler üzerindeki denemeleri başka bitkilerde de yapacaklarını belirten Taşçı, “Olumlu sonuçlar alıyoruz. Sıvı gübre ve suyla sulanan ürünlerin ölçümlerini düzenli yapıyoruz. Aralarında yüzde 100 fark gözlemliyoruz. Okul olarak patent başvurumuzu yaptık, süreç devam ediyor. Başvurumuzun sonuçlanmasının ardından gerekli izinleri alarak ürünümüzün satışını yapıp okul bütçesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Taşçı, sıvı gübreyi mayaya ihtiyaç duymadan organik gıda atıklarını turşu suyuyla fermente ederek ürettiklerini dile getirdi.
Bu ürünün normalde yurt dışında yüksek fiyatlara satılan mayayla elde edildiğini aktaran Taşçı, “Biz maya olarak atık turşu sularını kullanıyoruz. Herhangi bir masrafımız olmuyor. Tamamen sıfır atık mantığıyla hareket ediyoruz.” dedi.
‘Dallanma, çiçeklenme, büyüme gözlemledik’
Gıda teknolojileri alanı öğretmeni Ayten İnal, bu çalışmanın AR-GE bölümünde görev aldıklarını bildirdi.
Sıvı gübrenin içindeki mikroorganizmaların yeterliliğini tespit ettikten sonra uygulama aşamasına geçtiklerini anlatan İnal, şöyle devam etti:
“Mikroorganizmaların varlığı normalde istenmez ama biz bunların varlığından mutlu olduk. Daha sonra arkadaşlarımızın yaptığı bu çalışmayı sulandırarak 1/100, 1/150, 1/200 gibi oranlarda seyrelterek çiçeklere ve marullara uyguladık. Çok güzel sonuçlar aldık. Tabii tüm bu işlemleri öğrencilerimiz yaptı. Düzenli olarak her hafta ölçümler aldılar. Düzenli olarak sulama ve gübrelemelerini yaptılar. Gayet güzel çalışma oldu. Verimli bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. Baştan bu zamana kadar dallanma, çiçeklenme, büyüme gözlemledik. Öğrencilerimizle bizler de bu çalışmanın birer parçası olduk.”
İnal, sıvı gübrede üreyen mikroorganizmaların insan sağlığı için herhangi bir sorun teşkil etmediğini belirtti.
Gıda teknolojileri alanı 10. sınıf öğrencisi Nermin Ümmet, çalışmadaki görevinin marulların hem gübreli hem gübresiz sulanması olduğunu ifade ederek, “5 litrelik bidonların birine gübre ekleyerek ürünlerin sulamasını gerçekleştiriyoruz. Bunu çizelge haline getirip notlar tutuyoruz. Büyük marulların olduğu kısmın sulamasını sıvı gübreyle yaptık, gübrenin etkisini görmüş olduk. Diğer taraftakiler suyla olduğu için daha az büyüdü.” ifadesini kullandı.
Sıvı gübrenin karıştırma ve oluşum aşamasında görev alan yiyecek ve içecek hizmetleri alanı 11. sınıf öğrencisi İrem Erdin ise şunları kaydetti:
“Çıkan sebze kabuklarını turşu sularıyla marine ettikten sonra varillere yerleştiriyoruz. Varillere havasını almak için baskı uygulayıp kapağını kapatıyoruz. Fermantasyon sürecinden sonra iki ürünümüz çıkıyor: Biri üst katmandaki posa, diğeri de sıvı gübre. Sıvı gübreyi alıp uygun ve güvenli bir depoda tutuyoruz. Sıvı gübreyi arkadaşlarımız çiçekler üzerinde deniyor. Arkadaşlarımız aradaki değişimi çizelge olarak not alıyorlar.”